Diyarbakır Eskort Fabrikatör Jale
Diyarbakır Eskort tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, kültürüyle ve kadim dokusuyla tanınan bir şehirdi. Ancak Jale için burası sadece geçmişin değil, aynı zamanda geleceğin de şehriydi. O, havacılık mühendisliği eğitimi almış, yıllarca uluslararası firmalarda çalışmış bir uzmandı. Ama en büyük hayali, kendi ülkesinde bir uçak fabrikası kurarak Türkiye’nin havacılık sanayisine katkıda bulunmaktı.
Jale Havacılık Sanayi A.Ş., Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesi’nde kurulduğunda birçok kişi bunun bir hayal olduğunu düşündü. Ancak Jale, yatırımcıları ikna etmiş, yüksek teknolojiye sahip mühendislik ekibini oluşturmuş ve üretime başlamıştı. Fabrika, yerli insansız hava araçları (İHA) ve hafif uçaklar üretmeyi hedefliyordu.
İlk test uçuşu yapıldığında, Diyarbakır semalarında yeni bir dönem başlıyordu. Şehir artık sadece tarihiyle değil, teknoloji ve sanayiyle de anılacaktı. Genç mühendisler için yeni iş imkanları doğmuş, yerel sanayi gelişmişti.
Bir gün, bir gazeteci Jale’ye bu büyük girişimi neden Diyarbakır’da başlattığını sorduğunda, şu cevabı verdi:
“Geleceği inşa etmek için illa büyük şehirlerde olmak gerekmez. Diyarbakır, geçmişi kadar güçlü bir geleceği de hak ediyor.”
Bu sözler, Jale’nin sadece bir iş insanı olmadığını, aynı zamanda bir vizyoner olduğunu gösteriyordu. Diyarbakır’daki uçak fabrikası, artık sadece bir üretim merkezi değil, Türkiye’nin havacılık alanındaki yükselişinin simgesi olmuştu.Jale’nin fabrikası, ilk üretimlerini başarıyla tamamlamış ve test uçuşlarını gerçekleştirmişti. Ancak büyük hayallerin önünde her zaman büyük engeller olurdu. Bu kez de yerli üretimi baltalamak isteyen bazı lobiler, fabrikanın kapanması için baskı yapmaya başlamıştı. Büyük şehirlerdeki havacılık şirketleri, Diyarbakır’daki bir fabrikanın yükselişinden rahatsızdı.
Jale, güçlü bağlantılara sahip rakiplerinin medya üzerinden başlattığı karalama kampanyalarına direnmek zorundaydı. Fabrikanın güvenliğiyle ilgili asılsız iddialar ortaya atılıyor, yatırımcılar korkutuluyordu. Ancak o pes etmeyecekti.
Bir akşam, fabrikada çalışan mühendislerle toplantı yaparken içlerinden biri şöyle dedi:
“Jale Hanım, siz olmasaydınız biz bu şansı bulamazdık. Bu sadece bir fabrika değil, bizim geleceğimiz.”
Bu sözler Jale’ye güç verdi. Artık sadece işini değil, Diyarbakır’ın sanayileşme sürecini de savunuyordu. Medya karşısına çıktı, projelerini anlattı. Yerli uçak üretiminin bölgeye nasıl katkı sağladığını, gençlere yeni iş fırsatları sunduğunu vurguladı. Halk desteğini kazandıkça, baskılar azalmaya başladı.
Bir yıl içinde, Jale Havacılık Sanayi A.Ş., Türkiye’nin en başarılı yerli üreticilerinden biri olarak adını duyurdu. Fabrika, sadece iç pazara değil, yurtdışına da satış yapmaya başlamıştı. Diyarbakır artık sadece bir tarih şehri değil, yüksek teknolojinin de merkezlerinden biri oluyordu.
Jale’nin hayali gerçek olmuştu ama onun için yolun sonu değildi. Şimdi sırada, Diyarbakır’ı bölgenin en büyük havacılık merkezi haline getirmek vardı.